20 Gün Ömrü Var Dediler. Huzurlu Bir Şekilde Ölmesi İçin Hastaneden Taburcu Ederek, Evine Gönderdiler. Herkes Ölümü Beklerken, Bakın Ne Oldu?
Yakup Tosun ve Vefalı Eşi Fatma Tosun’un Kanser İle Muhteşem Savaşı…
Alaşehir Manşet Özel Haber
Yakup Tosun, 25 yıllık otobüs şoförü. Parmaklarındaki uyuşma ve kolundaki ağrılar nedeni ile gittiği doktorda, hayatının geri kalanını değiştirecek acı haberi aldı…
Meslek hastalığı dediği, boyun fıtığından kaynaklandığını düşündüğü ağrıları için doktora giden Yakup Bey, çeşitli tetkiklerin ardından hiç beklemediği bir sonuçla karşılaştı. Doktor, el ve koldaki ağrıların nedeninin beyin tümörü olduğunu açıkladı. Beyninde, iki farklı yerde tümör olduğunu öğrenen Yakup Bey’in, sonrasında yaşadıklarını kendi ağzından dinleyelim.“Beynimde, tümör olduğunu öğrendikten sonra, çareyi ilk olarak en yakınımızdaki hastanelerde aradık. Ege Üniversitesi Hastanesine gittiğimizde oradaki bir profesör, hastalığın çok ileri seviyede olduğunu ve 20 günlük ömrüm kaldığını söyledi. Çaresiz bir şekilde Alaşehir’e geri döndük.
Daha sonra Bozyaka Devlet Hastanesine gittik. Oradaki bir operatör doktor bana,”beynindeki tümörler için ben seni ameliyat ederim. Fakat ameliyatın çok riskli. Ameliyat sonucunda ya % 95 sağ tarafın tamamen felç olur, ya da %85 masada kalma riskin var. Bunları göze alıyorsan seni ameliyat edeyim dedi. Bizde, kabul etmedik tabi.
Alaşehir Devlet Hastanesinden Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesine giden bir doktor vardı. Ona da gidelim dedik. Orada doktor bey sağolsun bizimle çok ilgilendi. Yaptığı muayenenin ardından bana, “bu sadece beyin ile alakalı bir şey değildir” dedi. Bunun üzerine tekrar Bozyaka’ya başvurduk. Oradan bizi Yeşilyurt’a sevk ettiler. Bizim maceramız Yeşilyurt’a geldikten sonra başladı.
Ciğerler için yapılan tetkikler sonucunda, ciğerimde üç farklı yerde kanser varmış. Doktorun ifadesi ile en kötü huylu kansermiş. Ciğerlerimden, beynime Metastaz yapmış.
( Metastaz; Kötü huylu tümörler yalnızca bulundukları doku ve organa zarar vermekle kalmaz, yakınlarındaki organ ve dokulara da yayılabilir ve zarar verebilirler. Ayrıca kanserli hücreler bulundukları bölgelerden kan ya da lenf damarları yoluyla bedenin başka bölgelerine taşınabilir, oraya yerleşebilir ve hızla yayılabilir.)
Bu teşhislerden sonra kemoterapi almaya başladık. Kemoterapide üç seans gördüm. Üç seans sonunda kemoterapi beni yatağa bağladı. On yedi gün ağzımdan bir lokma ekmek dahi geçmedi. Seksendört kilodan altmışbeş kiloya düştüm.
Sonrasında Alaşehir Devlet Hastanesi Acil Servisine kaldırıldım. 10 gün yoğun bakımda kaldım. Herkes artık ümidi kesmişti benden. Yakup Beyin yakınlarından biri olan Abdullah Akay, “biz tamamen ümidi kesmiştik. Başında sürekli Kuran-ı Kerim okutuyorduk” diyerek, o süreçte yaşadıkları durumu özetledi.
Yakup Bey sözlerine, “benimle birlikte tedavi gören dört arkadaşımın dördü de vefat etti. Dört arkadaşımda ameliyat olmuştu. Ben, ilk etapta çok sıcak bakmadım ameliyat olmaya” diyerek sözlerine devam etti.
İnsan, böyle ciddi bir rahatsızlığa tutulduktan sonra her şeyden medet umuyor. Alaşehir’de yaşayan bir dostumuza da, birkaç yıl önce göğüs kanseri teşhisi konmuştu. Fakat o, alternatif tedaviler ile yani bitkisel karışımlar ile, bu illet hastalıktan kurtulmuştu. Bize de, hastanedeki tedavimizin yanı sıra bu tedavileri uygulamamızı söyledi. İnsan çare aradığı zaman her şeyi deniyor. Eşim, sağolsun A’dan Z’ye her şeyi eksiksiz uyguladı.
Yakup Bey’in Vefalı Eşi Fatma Hanım, Yaşadıkları Zorlu Günleri Anlattı;
Eşim, şoför olduğu için basit bir neden ile götürmüştük hastaneye. Parmaklarındaki uyuşma ve kolundaki ağrılardan şikayetçiydi. Boynundan MR çektirdik. Ya boynunda fıtık yada ellerinde sinir sıkışması filan vardır diye düşünüyorduk. Tetkikler ardından hiç beklemediğimiz bir sonuç ile karşılaştık.
Kanser teşhisi konduğu süreçten bu yana, eşime araştırmış olduğum etkili doğal tedavileri eksiksiz, bir an olsun aksatmadan uyguladım. Şifa Rabbim’den tabi. Ama, kanser teşhisi konduğu ilk günden beri eşimde bende, bir an olsun umutsuzluğa kapılmadık. Hep iyi olacağımıza inandık ve tedavilerimizin hiç birini aksatmadık.
Günden Güne İyileşme
Eşime doğal tedavileri uyguladıkça, günden güne iyileştiğini fark ettik. Bu tür rahatsızlıklarda, yüksek moral çok önemli. Moralimizi hep yüksek tuttuk. Bu hastalığı bir gün yeneceğimizden emindik. Günden güne de iyiye doğru gittik. İlerleyen süreçte, eşime yaşaması imkansız diyen doktoru ziyaret ettik. Biz, kapıdan girer girmez ayağa sıçradı ve eşimin yaşadığına inanamadı. Daha sonra tedavimizi yürüten doktorun yanına gittiğimizde, beni sapasağlam görünce o da gözlerine inanamadı.
Yaptığı yeni tetkileri gördüğünde ise tam anlamıyla bir şok yaşadı. “Üç seanslık kemoterapi ile bu denli bir iyileşme, tam anlamıyla bir mucize” dedi. Eşime uygulamış olduğumuz doğal tedavi yöntemlerinden bahsetmedim tabi.
Eşim şimdilerde günden güne iyiye gidiyor çok şükür. Moralimiz çok çok daha iyi bir durumda şimdi. Doğal tedavileri bir an olsun aksatmıyoruz. Eşim eski kilosuna kavuştu. Kolunu ve elini kullanabiliyor. Eskiden, tümör etkisi ile felç olmuş gibiydi. Fakat günden güne iyileşti.
Yakup Bey’in Son Çekilmiş Fotoğrafları
Alaşehir Manşet Ekibi Olarak, Bizleri Kırmayan ve Röportajımıza Katılan Yakup Bey ve Fatma Hanıma Sonsuz Teşekkürlerimizi Sunarım. Dilerim ki Rabbim, Yakup Beye En Kısa Zamanda Eski Sağlığına Kavuşmayı Nasip Eder…
Soner VATANSEVER
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yazılar veya haberlerin tüm hakları Alaşehir Manşet’e aittir.