Wuhan Virüsü...

Alaşehir Manşet İnternet Gazetesi köşe yazarlarından Mehmet Salcıoğlu'nun kaleminden güzel bir yazı...

Yerel ve ulusal basında çok fazla yer etmese de dünyayı kasıp kavuruyor şu an. Birçok ürünün ithalatı durduruldu, THY birçok seferine son verdi veya talep yokluğu nedeni ile sıfır noktasına yaklaştırdı.   Dezenformasyon hat safhada ama virüsün, Çin’in Wuhan kentinde bir hayvan pazarından yayıldığı düşünülüyor. Bu salgından ölenlerin %90 nı: Vücut direnci düşükler, yaşlılar ve kronik rahatsızlığı olanlar oluşturuyor. Yılandan veya yarasadan yayıldığına yönelik birçok iddia var. Kendi doğal halinde milyonlarca yıldır yaşayan bir hayvan tabiatında bu virüsü nasıl oluşturdu merak konusunu. İlerleyen günlerde gelişmeleri farklı bir yorum ile tekrar paylaşacağım.   Nedir bu kaçma, çekip gitme isteği…    Zihnimizin ümit ve hayallerle sorumlu mekanizmalarını devre dışı bırakan bir takım kozmik saldırılar ile karşı karşıyayız sanırım. İşte tam bu anda kaçma ve kıtalar arası yolculuğun bizi kurtaracağı empoze ediliyor. Seyahat etmek, yeni kültürler tanımak elbette vazgeçilmez, keyifli ve elzem ancak son yıllarda nedir bu düşkünlük.
  Toplum olarak gazımızı alıyorlar adeta, çılgınlar gibi seyahat edince; günlük hayatta haksızlığa, adaletsizliğe, zorbalığa karşı verdiğin tavizlerin öcünü alacaksın sanki. Hayatta, statükoya, 1984’ün büyük biraderine ya da sesini çıkaramadığın patronuna karşı gölünü böyle atacaksın sanki. Kendini kendinden, başka bir kara parçası ile kurtaramazsın…   Belki de bazen kalarak, daha fazla mücadele ederek, beklemek zorunda kaldığımız yeri dönüştürerek aradığımızı bulabiliriz. Sen artık kendinden kaçma. Yıllardır hayalini kurduğun yolculuğuna bir adım ötenden, memleketinden başla. Kendi kültürünü, insanını tanımadan dünyaya seslenemezsin.
  Gitme! Ya da git, ama geri dön lütfen. Sana ve içindeki ateşe, en çok kendi toprağının ihtiyacı var.