Bölgemiz Birinci Derece Deprem Kuşağında Yer almaktadır

Alaşehir Manşet Haber - Ege Bölgesi, İzmir Seferihisar açıklarında meydana gelen 6,6 şiddetindeki depremin ardından en büyüğü 4,8 olan artçılarla sarsılmaya devam ediyor. Bornava ve Bayraklı'da çok katlı binalar yıkıldı, enkaz altında arama kurtarma çalışmalarında birçok cansız bedene ulaşıldı.

Reklam
Reklam

 

Alaşehir Manşet Özel Haber - Ege bölgesinde nüfusun büyük bir çoğunluğunun birinci derece deprem kuşağında yaşamakta olduğunu belirten Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB)  Jeoloji Mühendisleri Odası Manisa il temsilciliği Yönetim Kurulu Üyesi Kerem Oğuz ve Alaşehir'de faaliyet gösteren Sarıkız Yapı Denetim Kurumu Sahibi İnşaat Mühendisi  Adem Aslan,” İzmir’de meydana gelen deprem sonrası Bornova ve Bayraklı’da çok katlı binalar yıkıldı. Enkaz altında kalan birçok vatandaşımız yaşamlarını yitirirken çok sayıda vatandaşımızda yaralandı. İnsanı deprem değil bina öldürür. Deprem olasılığı bu kadar yüksek iken vakit geçirmeden bir an önce önlem almamız gerekiyor” dediler.

“Deprem Değil, Bina Öldürür"

Sarıkız Yapı Denetim Kurumu sahibi İnşaat Mühendisi Adem Aslan,” Ocak Ayından bugüne kadar gelen süreçte bölgemizde meydana gelen depremler, Akhisar, Gölmarmara, Salihli ve Alaşehir güzergâhında yer alan 40 Kilometrelik fay hattını etkilemiştir. Ege Bölgesi İzmir Seferihisar açıklarında meydana gelen 6,6 şiddetindeki depremin ardından en büyüğü 4,8 olan artçılarla sarsılmaya devam ediyor. İzmir’de meydana gelen deprem sonrası Bornova ve Bayraklı’da çok katlı binalar yıkıldı. Enkaz altında kalan vatandaşlarımız yaşamlarını yitirirken çok sayıda vatandaşımızda yaralandı. İnşaat sektöründe faaliyette bulunduğumuz için bize sürekli ne zaman deprem olur sorusu yöneltiliyor. Bölgemizde depremin ne zaman olacağını söylemek mümkün değil. Bölgemizde kesin olarak deprem olacağını her fırsatta dile getirmiştik. Bu sözlerimi daha önce olduğu gibi bugün yine tekrarlıyorum. Çünkü sürekli sallanmaktayız. Bu da depremin olacağını açıkça belirlemektedir.  Bölge insanı olarak birinci derece deprem kuşağında yaşadığımız için yerel yönetimlerin ve bizlerin olası bir depremde ne yapmamız gerektiğini halkımızla paylaşmak zorundayız. İnsanı deprem değil,bina öldürür.Öncelikli olarak  2000 yılından önce yapılan binalara performans analizi yaptırma zorunluluğu getirilmelidir” dedi.

 “2000 yılından önce yapılan mevcut binalar depreme dayanıklı performans analizi yaptırılmalıdır”

2000 yılından önce yapılan mevcut binaların olası bir depremde hasar görmemesi için bina sahipleri tarafından depreme dayanıklı performans analizi yaptırılması gerektiğini belirten Sarıkız Yapı Denetim Kurumu sahibi İnşaat Mühendisi Adem Aslan,” 2000 yılından önce yapılan binalar için yapı sahipleri nasıl bir binada ikamet ettiklerini bilmeleri açısından mutlaka mevcut binalarına depreme dayanıklı performans analizi yaptırması gerekiyor. Sarıkız Yapı Denetim Kurumu olarak proje ve uygulama denetim alanında uzman personelimiz, bina sahiplerinin talep etmeleri halinde mevcut binanızdan numune alıp basınç dayanımı tayini yaparak betonu ölçmektedir. Yine mevcut binanızdan demir numunesi alarak demirin çaplarına göre çap hesabı ve kütle muayenesi yapmaktadır. Akma ve çekme mukavetini ölçerek yine demirin kot uzamasını belirlemektedir. Kısacası mevcut binanızın kalite kontrolünü yapan personelimiz olası bir depreme karşı dayanıklılığını bir rapor halinde hem yerel yönetimlere hem de bina sahiplerine sunmaktayız. Manisa ve ilçelerinde bugün itibarı ile yaklaşık iki milyon metre kare alan üzerinde aktif olarak inşaat devam ediyor ”dedi.

 ” Kentsel Dönüşüm ve Riskli Yapı ne demektir”                                                                      

Sarıkız Yapı Denetim Kurumu sahibi İnşaat Mühendisi Adem Aslan,” Kentsel Dönüşüm nedir? Öncelikle bunu anlatmamız gerekir. Biz, çarpık yerleşim ve riskli binalardan oluşan, altyapısı yetersiz bölgelerin, afet ve deprem risklerine karşı hızlı bir şekilde, halkın ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde kentsel planlama ilkelerine uygun olarak yenilenmesi faaliyetlerinin bütününe “Kentsel Dönüşüm” diyoruz. Risk altındaki yapıların yıkılıp yeniden sağlam yapılara dönüştürülmesi kentsel dönüşümün önemli bir boyutudur. Bunun dışında sosyal ve kültürel boyutlarda çok önemlidir, özellikle kentsel dönüşüm alanlarında bulunan riskli tarihi yapıların restorasyonu ve güçlendirilmesi söz konusu olabilir. Riskli Yapı” ne demektir? Muhtemel bir afette (deprem, sel, heyelan vb.) içerisinde yaşayanların can güvenliklerinin olmadığı yapılara riskli yapı denir. Son dönemde Türkiye’deki neredeyse herkesin yakından ilgilendiği, apartman ve site yönetimi toplantılarının birinci gündem maddesi olan kentsel dönüşüm,  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın 16.5.2012 tarihinde çıkartmış olduğu kentsel dönüşüm yasası olarak da bilinen 6306 sayılı  “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi" yasasıdır. Kentsel dönüşüm yasasının amacı; başta deprem olmak üzere, sel, heyelan, kaya düşmesi, çığ vb. afet riski altında bulunan bölgelerin ve risk dışında kalan, ekonomik ömürlerini tamamlamış, eski ve hasarlı binaların tasfiyesi ve yerine, sağlıklı, güvenli, standartlara uygun yaşam alanlarının oluşturulması ve olası afetlerde can ve mal kayıplarının önlenmesidir.

Dönüşümün bir başka boyutu ise çarpık kentleşmenin etkilerinin azaltılarak modern,  refah seviyesi yüksek, tarihi ve doğal dokusu muhafaza edilmiş marka şehirler oluşturmaktır. Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında oluşan yeni çevrelerin hem insan sağlığı, deprem boyutu ve toplumsal çevre bakışının değişmesine yardımcı olması göz ardı edilmemelidir. Kentsel Dönüşüm Projesi’nin istenilen etkiyi yapması için küçük yapı blokları değil, Büyükşehir ölçeğinde planlanmış şekilde yapılması gerekir. Planlanmadan yapılmış kentsel dönüşümler küçük ölçekte etki yaratsa da, kentsel ölçekte etkisi yetersiz kalır. Sarıkız Yapı Denetim Kurumu olarak hizmet verdiğimiz bölgelerdeki Kentsel Dönüşüm Projelerini büyük bir titizlikle takip ediyoruz. Bölgede yaşayan konut sahiplerinin sağlıklı bir yapı ve sağlıklı bir çevrede yaşaması için proje ve yapım aşamasından itibaren çalışmalarımızı hassasiyetle yapıyoruz. Bölgemizin birinci derece deprem bölgesi kuşağında yer aldığını unutmamamız gerekir.29 Haziran 2001 Tarihinde 4708 Sayılı Yapı Denetim Kanunu pilot illerde yürürlüğe girdi. Van depremi sonrasında 4708 Sayılı Yapı Denetim Kanunu tüm illerde uygulanmak üzere genişletildi” dedi.

“Deprem üretme potansiyeline sahip Gediz Grabeni içerisinde yer alıyoruz”

Birinci derece deprem kuşağının yer aldığı bölgemizde, Tarih boyunca 300 yılda bir büyük yıkım yapan depremler ile ilgili kayıtların tarihçiler tarafından ortaya konulmakta olduğunu belirten TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Manisa il temsilciliği Yönetim Kurulu Üyesi Kerem Oğuz ,"Tarih boyunca bu bölgede 300 yılda bir büyük yıkım yapan depremlerin kayıtları tarihçiler tarafından ortaya konmaktadır. Özellikle milattan sonra 17. yılında Manisa ve çevresinde meydana gelen depremlerde dönemin 15 büyük kenti yerle bir olmuş ve çok büyük bir yıkım yaşanmış. En son Alaşehir İlçesi'nde 28 Mart 1969’da 6,5 büyüklüğünde 8 şiddetinde bir deprem yaşandı. Bu depremde 50 vatandaşımız can vermişti. Depremlerin ne zaman olacağı yönünde tarihini ve saatini bilemiyoruz ama olacağını kesin biliyoruz. Deprem üretme potansiyeline sahip Gediz Grabeni içerisinde yer alan Manisa ve İlçelerinde; 1965 Salihli (5,8), 1969 Demirci (6,1) 1969 Alaşehir (6,5) ve 1970 Demirci (5,7) depremler hala hatıralarda. 2020 yılının Ocak ayından itibaren ege Bölgesi’nde depremler meydana gelmektedir. Afad, önceki gün İzmir Seferihisar açıklarında meydana gelen depremin şiddetini 6,6 olarak açıklarken Kandilli Rasathanesi ise 6,9 olarak kayıtlara geçirdi. En büyüğü 4,8 olan artçı depremler devam etmektedir. Ege Denizinde bu depremleri oluşturan fay sistemlerinin Manisa Büyükşehir ve İlçelerinde yer alan fay sistemleri ile doğrudan bir bağlantısı yoktur. Ancak Manisa Büyükşehir ve İlçelerinde yer alan fay sistemlerinin deprem olmayacağı anlamına gelmez. Türkiye’nin her yeri faylarla kırılmış durumda. Her yerde bu önlemleri almak durumundayız. Deprem olasılığı bu kadar yüksek iken vakit geçirmeden bir an önce önlem almamız gerekiyor" dedi.

 “Ev alırken depreme dayanıklılığa dikkat”

Deprem konusunda belediyelere büyük görevler düştüğüne dikkat çeken TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Manisa il temsilciliği Yönetim Kurulu Üyesi Kerem Oğuz,"Sürekli 'Ne zaman deprem olacak?' sorusu soruluyor. Ne zaman olacağının bir önemi yok. Buna hazırlıklı olup olmadığımızın sorulması lazım. Ne zaman olacağını bilerek belki canımızı kurtarabiliriz ama çok ciddi maddi kayıplarımız olur. Belediyelerimize çok büyük görevler düşüyor. Belediyeler, kanunda da belirtildiği üzere tüm afetlere karşı önlem almakla yükümlüdür. Binalar yapılırken kontrollerin çok iyi yapılması gerekiyor. İnşaat ruhsatları verilirken çok sıkı kontrol edilmesi gerekiyor. Binalar yapılırken ilk yapılan iş zemin etütleridir. Yapı denetim firmaları zemin etüdlerinin kontrollerini yapması mümkün olmuyor. Belediyelerimizin bu zemin etüdlerini de çok iyi kontrol etmesi gerekiyor. Vatandaşlarımızın ev alırken önce depreme ne kadar dayanıklı olup olmadığını sorgulaması lazım" diye konuştu.

alaşehir deprem sarıgöl deprem manisa deprem