Alaşehir'de Yunan Mezalimi

Alaşehir'de kurtuluş savaşı yıllarında yaşanan zulüm, işkence ve öldürme olayları... O günlerdeki işkence ve zulmü araştırmacı yazar Veli Kaya kaleme aldı.

Reklam
Reklam

Alaşehir’de aynı zamanda zulüm, işkence ve öldürme olayları başladı. Bir eserde, o günlerdeki işkence, zulüm şöyle anlatılmaktadır:
‘Yunanlıların bu kasabada yaptıkları çok kanlı ve barbarcadır. İstasyonda bir ev içinde yakılan otuz Müslüman’ın daha sonra bulunan kömür olmuş cesetleri, Kasap Taşçı Mahmed’in eşinin göğsüne barut doldurularak yakılması, Zekiye adında zavallı bir Müslüman kadının ırzına geçildiği için aklını kaybederek yürekleri parçalayan çığlıklarla deli bir halde sokaklarda dolaşması, kızının namusunu kurtarmak için vücuduna siper eden Ali oğlu Mahmed’in şehitliği gibi binlerce facia Yunan zulmünün ne demek olduğunu ortaya koyan delillerdir.’
Alaşehir’de 4 Eylül sabahı halkı evlerine hapsettiler; suyollarını tahrip ettiler ve şehri on aynı yerden kundakladılar.Yangın sırasında evlerinden kaçmak isteyenler ve yangını söndürmeye çalışanlar öldürülmüşler veya esir alınarak Manisa’ya doğru kötü koşullar altında sevk edilmişlerdir.Yangından ova ve dağlara kaçanlar yangın sonrası geride kalanların cesetleri karşısında çok sayıda delirenlerin olduğu bilinmektedir.
Yangın sırasında 150 kadar kadının zorla götürüldüğü, yabancıların düzenlediği bir raporda yazılıdır. Yine bu rapora göre, “üç yüz kişilik bir kadın kafilesi Yunanlarla beraber götürülmek istenirken kadınların karşı koymaları, kaçmak istemeleri üzerine bir makineli tüfek ile hepsi kurşunlanarak öldürülmüş , bunlardan ancak 20-30 kadın kurtulmuştur.”
Ali Hikmet (Ayerdem) komutasındaki 2. Kolordu, hava kararırken Alaşehir’e girdi. Alaşehir, işgal günlerinde 38 bin nüfuslu, 4 bin 500 hanelik büyük ve zengin bir kasabaydı. Türk kuvvetleri ise yüz haneli bir harabeye giriyorlardı. Ayrıca 10 cami, 20 mescit, dükkanlar, resmi ve özel bütün yapılar yanmıştı. İki cami, üç dükkan ve sadece yüz ev kalmıştı. Harabelerin ortasında 38 bin nüfustan arda kalan 5-6 bin kişi şaşkın ve üzgün dolaşıyordu.
Yunanlıların Alaşehir’de yaptıkları vahşeti tümüyle tespit etmek ve anlatmak imkansız olduğu gibi gereksizdir de. Sadece Halide Edip Adıvar’ın şu sözlerini okumak yeterlidir: 
‘O gün, Alaşehir’in sarp yollarından inerken, güneş doğmuştu. Şehir adeta bir kül yığını gibi yanık alanlarla doluydu. Ne Yunanlılar ne biz, ölülerimizi gömmeye vakit bulabilmiştik. Türk ordusu, Türk şehirlerini ateşten kurtarmak için var hızıyla ilerliyor, Yunan ordusu ise yaptığı bu tarihi yangınlardan hızla kaçıyordu...’ 



veli kaya alaşehir kurutuluş savaşı alaşehir yangını